19 Mart 2015 Perşembe

Bilmiyorlar ki onları hafızamda ölümsüzleştirmeye çalışıyorum.





Zaman Mart 2015, yer Balıklı Rum’un bahçesindeki kantin… Hava güneşli ama kar soğuğu var.

Kantinin önündeki masalarda çay içiyorum. İki yan masamda yaşlı bir çift oturuyor. Masalarındaki pilli radyodan haberleri takip edip, müzik dinliyorlar çaylarını yudumlarken. Belki bir hastalarını bekliyorlar, belki de ihtiyar hanenin sakinlerindenler… Gelen geçenle selamlaşıyor, sigaralarını tüttürürken kim bilir hangi yaşanmışlıklarını ya da yaşanmamışlıklarını düşünüyorlar… Çalan müzikler görünüşleriyle tezat bir şekilde latin, pop türünde… Gençliklerini düşünmeden edemiyorum…

Yan masalarında başka bir yaşlı amca türk kahvesini yudumlarken telefonunu kurcalıyor. Benim masamda, yaşlı çiftin ısrarla masalarına çağırmalarına rağmen gelip benim masama oturan çok kibar başka bir amca neskafesini bekliyor.

Benim şu anda telefonuma aldığım bu notları muhtemelen mesaj zannediyorlar. Bilmiyorlar ki; onları hafızamda ölümsüzleştirmeye çalışıyorum.

Gizem Ardıç